Mutlu ol hasta olma




Eğer hasta olmak istemiyorsan :
Duygularını anlat.
* Saklanan veya baskılanan heyecan ve duygular; gastrit, ülser, bel fıtığı, bel ağrıları gibi hastalıklara yol açar.
* Zamanla, duyguların bastırılması kansere dönüşür.
Öyleyse, sırlarımızı, hatalarımızı birileriyle paylaşmalıyız!
* Diyalog, konuşma, kelime çok güçlü birer ilaç ve mükemmel birer terapidir!
Karar Vermelisin..
* Kararsız kişi güvensiz, endişe ve ıstırap içinde olur. Kararsızlık, sorunları, endişeleri ve çatışmaları çoğaltır.
* İnsanlık tarihi kararlardan oluşur.
* Karar vermek, diğerlerinin kazanması için vazgeçmeyi ve avantajları kaybetmeyi kesinlikle bilmektir.
* Kararsız kişiler mide rahatsızlığı, sinir hastalıkları ve cilt sorunlarının kurbanıdırlar.
Olduğundan Farklı Yaşama.
* Gerçeği saklayan, rol yapan, her zaman mutlu olduğu görüntüsü veren, mükemmel görünmek isteyen kişi tonlarca ağırlığı biriktirmektedir. Ayağı kilden olan bronz bir heykeldir.
* Aldatıcı görünerek yaşamak kadar sağlık için kötü bir şey yoktur.Kaderleri ilaç, hastane ve acıdır.
Kabullen.
* Reddedicilik ve kendine saygı eksikliği, kendimizi kendimize yabancılaştırır.
* Kendimizle barışık olmak sağlıklı yaşamın anahtarıdır. Bunu kabul etmeyenler kıskanç, taklitçi, aşırı rekabetçi ve yıkıcı olurlar.
* Eleştirileri kabullen. Bu bilgelik, akıllılık ve terapidir.
Çözümler Bul.
* Olumsuz kişiler çözüm bulamazlar ve sorunları büyütürler. Üzülmeyi, dedikoduyu ve kötümserliği tercih ederler.
* Karanlığı kovmak için kibrit yakmalı. Arı ufacıktır fakat var olan en tatlı şeylerden birisini üretir.
* Biz ne düşünüyorsak oyuz.
* Olumsuz düşünce, hastalığa dönüşen negatif enerji üretir.
Güven.
* Güvenmeyen kişi iletişim kuramaz, açık değildir, derin ve sağlam ilişkiler geliştiremez, gerçek arkadaşlıkları nasıl kurabileceğini bilemez. Güven olmadan, bir ilişki de olamaz. Güvensizlik sendeki inancın azlığıdır.
Hayatı Üzgün Yaşama.
* Mizah. Kahkaha. Huzur. Mutluluk. Bunlar sağlığa güç verir ve daha uzun bir yaşam getirir.
* Mutlu kişi yaşadığı çevresini geliştirir. “İyi mizah bizi doktorun elinden korur”.
* Mutluluk sağlık ve terapidir.
Dr. Dráuzio Varella

Kadın olmak

Yine fırtınalı ve yağmurlu serin bir kış gününden merhaba dostlar. Dün hava Güneşli ve serindi, bugünse yağışlı. Beklenilen kar hala İstanbul’a yağmadı. Ocak ayınının ortalarına gelmemize rağmen havalar gayet iyi gidiyor. Havalar iyi gidiyor gitmesine de gündem hiç iyi değil maalesef ? Hoş havaların böyle gitmesi de iyi değil de neyse o ayrı bir konu….
Bugünlerde Televizyonu açtığımızda hiç güzel haberler duyamıyoruz ne yazık ki. Hemen hemen her gün bir kadın cinayeti yada kadın şiddeti duyar olduk. Daha dün iki haber sunuldu. İlk haberde karısını bıçaklayan kocadan bahsediyordu. Kadının durumu ağır diyordu. Diğer haberde ise üniversite öğrencisi genç bir kızın öldürüldüğünden bahsediyordu. Haberler ürkütücü ve üzücü olmakla beraber  nereye gidiyoruz diye de insan düşünmeden edemiyor. Bunu yapan erkekler neden bu kadar gaddar acımasızlar, nasıl bu hale gelebiliyorlar ?
Mutfakta yemek yaparken her zaman televizyonum açıktır. Geçen gün yine Televizyonum açık haberler vardı.Tabi bakamıyorum ama kulağım orada. Haberi duyunca birden Televizyona doğru kafamı çevirdim. Haberde İspanya’da bir erkeğin karısını sokakta döverken, bir grup gencin kocayı dövdüğünü ve polis gelince dayakçı kocayı ellerinden aldığını söylüyordu. Şöyle bir televizyona baktığımda kadıncağız yerde oturmuş, adam onu döverken yanına 5,6 kişi yaklaşıyor ve adamı dövmeye başlıyorlar. Daha sonra polis gelip adamı alıp götürüyor.Yüzümde muzip bir gülümseme belirdi. Çok hoşuma gitmişti. Kadının adına sevindim…
Toplum olarak önce ailede başlayıp, okul eğitiminde de erkeklerin yetiştirilmesi konusuna çok önem verilmeli.Yani bir yerlerde yanlışlık var ki hala kadın cinayetleri,kadına şiddet ve kadın tacizleri devam ediyor. Erkeklerin kadına bakış açısı değişmeli. Erkek Kadını kendi malı gibi görüp, ben ona her istediğimi yaparım hakkını kendinde görmemeli.
Erkekler sadece fiziksel şiddet değil  psikolojik şiddet, sözlü şiddet gibi şiddetlerde uygulayabiliyorlar maalesef..
Ülkemizde evliliklerde erkeğin eşine şiddet uygulamasının bir sebebi de erkek  annelerinin oğullarını paylaşamamaktan ötürü oğullarını gelinine karşı kışkırtması diyebiliriz. Aslında erkek annesi, bir yuvayı bozarken kendi oğlunu da üzdüğünü farkında bile değil. Bunda Cahillik ve Eğitimsizlik en büyük etken.
Yapılan araştırmalarda Çocukluğunda aile içi şiddete maruz kalmış erkeklerde eşlerine şiddet uygulama oranı fazla görülmektedir. Araştırmada babanın anneye uyguladığı şiddetle büyüyen çocukların, evliliklerinde eşine şiddet uygulama oranı da bu çocuklarda daha fazla olduğu belirtilmiş.
Ayrıca ruh sağlığı bozuk, kişilik bozukluğu olanlarda da şiddet uygulama eğiliminin çok fazla olduğu belirtilmiş…
8,9 Yaşlarında o zamanlardan hatırladığım, canım halamın hastanede oluşu ve bizim onu ziyaretine gidişlerimiz. Çocuğuz tabi o zamanlar fazlaca bir bilgim yoktu. Sadece çok üzüldüğümü  ve hastaneden dönüşümüzde gözlerim dolu dolu  yukarı başımı kaldırarak Allah’ım halam acı çekmesin lütfen diye yalvararak dua edişimi hatırlıyorum. Halam ne yazık ki 33 yaşında gözlerini hayata yumdu. Arkasında 2 küçük kız çocuğu bırakarak. Öldüğü günü de çok iyi hatırlıyorum, okuldan geldiğimde evimiz kalabalık herkes ağlıyordu. ‘halan öldü’ dediler ? Az sonra da halamın küçük kızı girdi içeri ne olup bittiğini o da anlamamıştı. Ona söyleyemediler. Bana yalvardı söylemem için bende söyleyemedim. O kadar ısrar ediyordu ki en sonunda kağıda yazmayı düşündüm. Bir kağıda ‘Annen öldü ‘yazarak ona gösterdiğimde Anneciğim diye bağırarak hıçkırıklarla ağlamaya başlayınca tabii bende çok kötü oldum. Ağlayarak sarıldık birbirimize. O yaşadığım sahne hiç silinmedi hafızamdan…
Sonra öğrendiğim şeyler Halamın yaşadıkları çok üzdü beni. Halam evlendiğinde kocası onu çok dövermiş. Her şeyi bahane edip şiddet uygularmış. Halam kalp romatizmasından hastaneye yatmış fakat iyileşememişti. Öldüğü gün boşandığını öğrenmiştik. Mekanın cennet olsun halam nurlar içinde yat, gençliğine doyamadın..
Dedem üzüntüsüyle kızının vefatından 6 ay sonra 60 yaşında vefat etti. Canım Dedem mekanın cennet olsun.
Bir erkek şiddeti bir aileyi işte böyle perişan etti…
Böyleleri bana göre evlenmemeli diye düşünüyorum. Bu tür insanların  başka insanların hayatını zehir etmeye hakkı yok …
Seneler önce de bir komşumuzun kocası tarafından bıçaklanışı aklıma geldi. Zavallı kadını gece, çocuğu içeride uyurken 8 yerinden bıçaklamış. Kadıncağız üst komşuya kaçarak canını zor kurtarmıştı. Sabah hastanede ziyaretine gittiğimizde anne ve babası da uçakla apar topar hastaneye gelmişti. Ne kadar üzgünlerdi anlatamam. Emekli polis olan babası kızımızı alıp gideceğiz buradan diyordu…
Evliliğimin ilk yılıydı,eşimi geçirirken camdan baktığımda karşı apartmandan bir cenazenin çıktığını ve polislerin olduğunu gördüm. Daha sonra öğrendim ki Apartmanın 1.katında oturan Ayşe Öğretmen eşini öldürmüş. Alkolik olan eşi Ayşe Öğretmeni her gün dövüyor, hakaretler ediyormuş. Bir kaç defa boşanmak için 2 erkek çocuğuyla annesine gitmiş ama her defasında bir daha yapmamak için söz veren kocasına geri dönmüş. Cinayeti O günün gazeteler de yazmıştı. Daha sonra ağır tahrik unsuru olduğu için Ayşe öğretmen beraat etmişti…
Bir kadının gözleri
Bir erkeğin zulmünden dolayı yaş dökerse
Melekler attığı her adımda o erkeğe lanetler yağdırır !..
Hz Ali
Bütün dostlara selam olsun,
selam olsun sevilen en güzel kadınlara,
selam olsun,sevilen en güzel kadınları seven adamlara
selam olsun dışarıda ki kedilere,köpeklere
selam,kedileri,köpekleri üşütmeyen geceye,
gecenin soğuğuna selam olsun.
Selam olsun koruyana,kollayana
selam,kalbi merhametle yıkanmışlara…

Kadirhan Türkoğlu


Baktığımızda genelde bizim gibi Ataerkil yani erkek otoritesine dayanan  toplumlarda ‘kadını aşağılayıcı bir şekilde’ kadın eksik etek denilerek erkek hep üstün görülmüş, kadın güçsüz bir varlık olarak empoze edilmiş maalesef. Bu toplumlarda erkeklere kadınlardan daha çok saygı gösterilir. Erkek hep güç gösterisiyle kadından üstünlüğünü göstermeye çabalamış ve aslada kadının üstünlüğüne izin vermek istememiş. Bunun sonucu olarak da toplumun  kadına bakış açısı hakkettiği gibi değildir. Kadın Toplumda anne olarak, eş olarak verilen değer açısından daha fazlasını hakkediyor…
Türkiye İstatistik verilerine göre; Yaklaşık 10 kadından dördü erkek şiddetine maruz kalıyor. İstatistik bölge birimleri sınıflandırmasına göre eşlere şiddet uyulama da Güney doğu Anadolu bölgesi en yüksek olan bölge. Eğitim düzeyi arttıkça şiddet oranı azalıyor.
kaynak:w.w.w.tuik.gov.tr bakabilirsiniz.
Dünya Sağlık örgütünün 2002 yılı raporlarında belirtilen tahminlere göre tüm dünyada 3 kadından 1 i yaşamlarının bir döneminde dövülmekte, cinsel ilişkiye zorlanmakta ve diğer yollarla taciz edilmektedir.
Efendiliğiyle bilinen sanatçı Mehmet Aslantuğ ‘un çok beğendiğim sözüyle yazımı bitiriyorum…..Sevgiyle kalın ?
Benim iki büyük nimetim var. Biri Anam, biri Yârim…
31 yaşında 5 çocukla dul kalmış annemin en büyük çocuğuydum. Anneme ve eşime baktığımda anneliğin ne kadar kutsal bir mücadele olduğunu görüyorum. Eşim 2 ay boyunca, oğlumuzu dünyaya getirmek için cesaret ve metanetle hastanede yattı. Zor günler yaşadık. Bunu görüp anneliğin gücünden etkilenmemek mümkün değil.
Genç anne adayları bu gücün farkında olmalı. Çünkü yuvayı yapan da erkeğe anlam katan da kadındır…
Mehmet Aslantuğ

Bir kitap bir hayat


Facebook’ta gezinirken birden bir duyuru dikkatimi çekti. %99 engelli 37 yaşındaki bir kızdan bahsediyordu. Kızın adı Rukiye Türeyen. Rukiye üç aylıkken geçirdiği menenjit nedeniyle felç olmuş. Babası akciğer kanserinden vefat etmiş. Anne ise yedi yıl önce iki beyin ameliyatı geçirmiş. Yine de çocukları için ayakta duruyor.

Sol ayağım

Sevgili blog dostlarım az önce okuyup,  bitirdiğim kızımın tavsiyesi olan gerçek yaşam öyküsü Christy Brown’ ın hayat hikayesini anlatan sol ayağım kitabı,  benim de  sizlere tavsiye edebileceğim çok güzel bir kitap. Alın okuyun derim.

Çiriş Otu

Merhaba bugün sizlere yine kendim bizzat denediğim ve çok faydası olan, çorbası ve kavurmasının yapıldığı çiriş otundan bahsedeceğim. Şu an tam mevsimi. Nisan ve mayıs ayında pazarlarda, marketlerde bolca bulmak mümkün. Çiriş her yörede yetişen fakat çoğunlukla Doğu ve  Güney Doğu’da yetişen pırasaya benzeyen bir ot.

Panik Atak




Merhaba değerli okurlarım uzun bir süre çeşitli nedenlerden dolayı yazılarıma odaklanamadım. Şimdi tekrar sizinle olmak mutluluk verici. →Facebook  sayfa okuyucularıma da en iyi ve doğru bilgileri aktarmak adına araştırmalarıma önem veriyorum. Dün de bir yazıya rastladım. Paylaştığım yazı→PANİK ATAK YANLIŞ ZAMANDA ÇALAN YANLIŞ BİR ALARMDIR,

Kurban Bayramı, Kurban ve Kur'an

Toplumumuzun yüzde doksan dokuzu Müslüman diye biliyoruz. Ancak ülkemizdeki Müslümanların, İslam'ın temel kavramları hakkında doğru ve d...