Merhaba sevgili takipçilerim,10 günlük bir aranın ardından sizlerle tekrar görüşmek ve tekrar yazmaya başlamak çok mutlu etti beni,açıkçası sizleri ve yazmayı özlemişim...
Bugün sizlerle hepinizin çok karşılaştığı,günlük hayatı sıkıntıya sokan,belki zaman zaman kendinizin de yaşadığı takıntıları ele almak istedim,takıntıyı;kişiyi rahatsız eden,tekrarlayıcı ve zorlayıcı düşünceler,duygu ve dürtülerdir diye tanımlayabiliriz,hastalığa psikiyatride obsesif bozukluk adı verilir,kişi bunların normal olmadığını kabul eder fakat zihninden atamaz
Uzmanların söylediği;Aslında her takıntı bir hastalık değildir,bunları senelerce sürdüren insanlar vardır,eğer kişi günlük hayatında,iş hayatında ve sosyal çevresinde sıkıntılar yaşamaya başlıyorsa o zaman psikiyatrik tedavi gerekir.
Araştırmalara göre takıntı hastalığı olanların Ahlaki değerlere ve kanunlara bağlı insanlar olduğu ispatlanmış.Hatta antisosyal insanların beyinlerinin,takıntı hastalığı olanların beyinlerinden farklı bulgulara rastlanıldığı söylenmiş.
'Takmış kafaya,dinlemiyor beni,illa böyle olacak diye tutturmuş' diye serzenişte bulunan ve durumdan rahatsız olan erkek ve kadınları etrafımızda zaman zaman duymuşuzdur.
.
Geçen gün bir arkadaşım sohbet esnasında misafirlerinin geldiğini,arkadaşının otururken,arkasındaki tablonun,yamuk duruşuna taktığını,gözünün sürekli orada olduğunu anlattı.Ne kadar sıkıntılı öyle değil mi?Sürekli beyniniz orayla meşgul,belki arkadaşınızla muhabbetinize konsantre bile olamıyorsunuz.Bir başka arkadaşımda; girişte yollukların aynı hizada olması gerektiğini,her defasında düzeltmekten yorulduğunu.Bu yüzden eşi ve çocuklarına ikaz edip artık onlarında bozulan yollukları aynı hizaya getirdiğini söylerdi hep.Acaba eşi ve çocukları bu durumdan memnunlar mı?
Yıllar öncesi ilkokul çağlarında orta kattaki kiracımızın eşi (çok sevdiğimiz kiracılarımızdan birisiydi)Annem hala görüşür,eve ekmek aldığında ekmeği suyla silerek tüketirdi,benim o zaman çok ilgimi çeken bu hareketin takıntı olduğunu yıllar içinde anlayabilmiştim.
Rahmetli dedem çeşmenin başına dikilir saatlerce pantolonunu silerdi.o yıllarda sokaklarımızda çeşmelerden bol sular akar,içilirdi de.Her gün dışarı çıktığında bunu yapan dedem,oysa ne kadar temiz ve mis kokardı yanımızda,tertemiz pantolonunun,temiz olduğuna kanaat getirmesi için tekrar tekrar elleriyle baştan aşağı silmesi gerekiyordu sanırım.
Geçenlerde geminin gelmesi için bekleme salonuna geçip oturduğumda,yan koltuğa oturmak için bir bayan geldi elindeki peçeteyle koltuğu sildi,tekrar başka bir peçete çıkartıp tekrar sildi,artık temiz olduğuna kanaat getirdi ki koltuğa oturdu.Sanki onca insan pis koltuğa oturdu da,bir tek o temiz koltuğa oturdu.Sürekli bu hareketi her yerde yapmak çok sıkıntılı olsa gerek....Ne kadar çok fazla karşılaştığımız,hepimizin yaşadığı bu tür davranışlar,hayatımız da çok fazla yer etmekte,belkide çok sıkıntı çektiğimiz fakat çokta umursamadığımız davranışlar.
Zaman zaman benim de takıntılarım olmadı değil,fakat beni rahatsız edici olmaya başladıklarında bırakmaya çalışır daha az yapmaya gayret ederdim.Örneğin dışarı çıktığım zaman sular açık mı? ütü fişte mi? ocak açık mı? diye düşünür geri döner tekrar kontrol ederdim,şimdi evin içinde kontrol edip,baktım her şey yolunda tekrar bakmaya gerek yok diyorum ve geri dönüp tekrar bakmıyorum.
Bana göre kendisini ve karşısındaki kişiyi canından bezdiren takıntıları varsa bir insanın,tedavi edilmesi gerekir,insanın hayatını yorucu ve çekilmez kılması her halde kimsenin istemediği bir şeydir.Zihnimizin bize yaptığı oyunlar,uzmanlar bunun üzerine gitmemiz gerektiği ve yardım almamız gerektiğini söylüyorlar.Uzmana gitmeden,öncelikle insanın kendisi çözümlemesi,olmuyorsa yardım alması en iyisidir.Her zaman söylerim ve kabul edilmiş hep bilinen bir şeydir bu aslında,her şey beyinde bitiyor,kendi kendimize birçok şeyi telkin yoluyla engelleyebiliriz.
Sevgili takipçilerim umarım sizlerin kendi hayatınızı ve çevrenizdekilerin hayatını bezdirecek bu tür takıntılarınız yoktur varsa biran önce kurtulmanızı temenni ederim,eğer yoksa gerçekten çok şanslısınız demektir.☺
Takıntısız güzel günler dileğimle,hoşcakalın ❤
Ne kadar dolu dolu ve yararlı bir yazı. Takıntı hastalığı olan tanıdığım kişiler oldu. Gerçekten hem takıntı yapanı, hem de yakınlarını irite eden bir durum.
YanıtlaSilBen olayları takan cinstenim. Yardım alıyorum. O nedenle kontrol edebiliyorum artık.
Sizin beni takip ettiğinizi mail yoluyla öğrenince hemen tanımak istedim. Tanıştığımıza sevindim. Yayın ve yorumlarda görüşmek üzere. Sevgilerimle :)
Yazımı yararlı bulduğunuz için teşekkür ederim,takıntınızı kontrol edebildiginize sevindim.Her zaman görüşmek üzere,Sevgiyle kalın :)
Silbende takıntılı bir insanım maalesef ben de psikolojik yardım alıyorum sevgiler
YanıtlaSilGeçmiş olsun.İnşallah en kısa zamanda atlatırsınız..Sevgiler
SilAh benim küçük oğluşumda var ne yazık ki. Aslında takıntılarını nispeten idare ediyordu da tiklerle birleşince ilaç kullanmaya başladı. Belki yaşı ilerledikçe kendini kurtarır ilaçlardan.
YanıtlaSilGeçmiş olsun.Yaşı ilerledikçe sıkıntılarıyla başetmesini ögrenecek daha kolay aşacaktır merak etmeyin.Çevremde gözlemlediğim kadarıyla sizin oglunuzunda düzeleceğini umut ediyorum...Sevgiler
SilYazdıkların ne kadar doğru ve aydınlatıcı olmuş.
YanıtlaSilBenimde çevremde takıntısı olanlar var.Takıntılarını kabul edip bunları düzeltmeye çalışmak en doğrusu.
Kalemine sağlık canım 😍
Çok Teşekkür ederim.Takıntı hepimizin sıkıntısı.Az yada çok hepimizde var.Önemli olan en az zararla kurtulmaya çalışmak :)
Sil